1955'te Normandiya'da verilen bir ders olarak ortaya çıkan ve ilk kez bir yıl sonra yayınlanan 'Felsefe Nedir' ile başlar. Çevirmenler, 'Metafizik Nedir'in genellikle özellikle kilit bir çalışma olarak görüldüğünü kabul ediyor, 'Felsefe Nedir'den Heidegger hakkında 'daha iyi bir ön anlayış' elde edilebileceğini düşünüyorlar. Şöyle yazıyorlar: Heidegger "felsefenin varlığın/varlığın Varlığına karşı alıcılığını yitirdiği olgusuyla ilgilenir. Başka bir deyişle, felsefe artık varlık/varlık ya da onun görünüşleri hakkında anlamlı sorular sormamızı sağlayan temelsiz Varlık zeminini aramıyor. Heidegger, Varlığı "içsel ışık" olarak, anlamımızın veya varoluşumuzun ve varoluşun kendisinin bilincine vardığımız aydınlanma olarak kullanır. Işık, 'varlıklar' olduğumuzu bilmemizi sağlar.
Bu kayıtla ilgili ikinci çalışma, 1929'da yayınlanan ve yaklaşık 14 yıl sonra bir "Postscript" eklediği daha ünlü "Metafizik Nedir" makalesidir. Her iki metin de burada sunulmaktadır. Heidegger, metafizik hakkında bir tartışmaya girmek yerine, "belirli bir metafizik soruyu tartışmak için yola çıktığını" belirtir. Projemiz, metafizik bir sorunun sunulmasıyla başlar, sonra onun gelişimine devam eder ve onun yanıtlanmasıyla sona erer.
"Hakikatin Özü Üzerine"de (1930) Heidegger şöyle açıklar: "Hakikatin doğasına ilişkin soru, hakikatin pratik deneyimin mi yoksa ekonomik hesabın mı hakikati olduğuyla... sanat... veya dini inanç... ama 'her türden "gerçeğin" işareti nedir?
Bu kayıtla ilgili son makale "The Question of Being" (1955)'tir. Orijinal başlığı (Almanca'dan birebir çeviriyle) 'Hatla İlgili' idi ve filozof Ernst Jünger'in 60. doğum günü anısına yayınlanan bir yayına dahil edildi. Heidegger bunu, Jünger'in Heidegger'e adadığı "Çizginin Ötesinde" adlı daha önceki bir incelemesine yanıt olarak bir mektup şeklinde yazdı. Heidegger, Jünger'in 'sıfır çizgisi', nihilizm mefhumunu sorgular: nihilizmin özü, varlık/varlık olarak Varlık tartışmasından kaynaklanır.