Ormanın derinliklerinde, korkunç bir sır saklıydı. İnsanlar bu yere "Gölge Ormanı" derlerdi çünkü geceleri bu ormanın içi karanlık ve ürkütücüydü. İşte bu karanlık ormanda yaşayan bir adamın hikayesi.
Adamın adı Samuel'dı ve yıllar önce ormana taşınmıştı. O zamandan beri, kasaba halkı ondan uzak dururdu çünkü Samuel'in gözleri sürekli korkunç bir parlaklıkla yanardı ve geceleri ormanda çıkan garip seslerin nedenini bilmek istiyorlardı.
Bir gece, kasaba halkı sesleri daha fazla dayanamayarak Samuel'in evine doğru yola çıktı. Ormanın içine gittikçe, çevrelerini sararak gelen tuhaf sesler daha da belirginleşti. Samuel'in evine vardıklarında kapısını çaldılar, ama kimse cevap vermedi. Kapı açık olduğu için içeri girdiler ve orada gördükleri manzara karşı nefesleri kesildi.
Evin içinde, Samuel'in duvarlara tuhaf semboller çizdiğini ve bir şeyler yazdığını gördüler. Ama en ürkütücü şey, odanın ortasında duran büyük bir aynada yansıyan görüntüydü. Ayna, Samuel'in gözlerinin daha da parlak ve dehşet verici olduğunu gösteriyordu. Birden, Samuel aynadan fırladı ve saldırdı. Kasaba halkı dehşet içinde kaçtı, ama Samuel onları kovaladı ve kayboldular.
O günden sonra, Gölge Ormanı'ndan daha fazla korkunç haberler gelmedi. Kimse Samuel'in neden böyle olduğunu veya ne olduğunu bilmiyordu. Samuel ve kasaba halkı sonsuza kadar kayboldu ve Gölge Ormanı, cesetleri arayan korkunç bir varlıkla dolu bir hikaye olarak hafızalarda kaldı.
Bu hikaye, Gölge Ormanı'nın derinliklerindeki korkunç sırları hatırlatmak için anlatılır ve bu ormanda kimseye gitmemeleri gerektiğini öğütler.